31 Aralık 2009

TÜRKİYE TARIM HAVZALARI ÜRETİM VE DESTEKLEME MODELİ

Tarım ve Köyişleri Bakanlığı’nın, 527 milyon veriyi değerlendirerek, 3 yılı aşkın süredir üzerinde çalıştığı “Türkiye Tarım Havzaları Üretim ve Destekleme Modeli” 2010 yılında hayata geçiriliyor. Türkiye, önce 190 havzaya ayrıldı, daha sonra yapılan birleştirmelerle 30 temel havza belirlendi. Yeni düzenleme tarımda üretim ve destekleme modelini sil baştan değiştirecek. Daha önce ürün bazında verilen destekler bu modelin uygulanması ile sadece havza bazında verilecek. Desteklenecek ürünler havzalara göre belirlendi. Bazı havzalar daha yüksek destek alacak.
İlk uygulama 2010 yılında!!!

Havza Üretim ve Destekleme Modeli prim desteği verilen arpa, aspir, ayçiçeği, buğday, çavdar, çay, çeltik, kuru fasulye, kanola, mercimek, mısır, nohut, pamuk, soya, yulaf ve yağlık zeytin olmak üzere toplam 16 üründe ve 2010 yılında uygulanacak. 2010’dan itibaren, çiftçiler sadece bu ürünlerin desteklendiği havzalarda üretim yaparlarsa destek alabilecek. Uygulanacak model ile bu ürünlerin en yüksek verim elde edilecek havzalarda üretilmesi sağlanacak. Bunun için Tarım ve Köyişleri Bakanlığı yaptığı analiz ve denemelerle ürün bazında en yüksek verimin alınacağı alanları belirledi. Bu alanlarda deneme üretimleri yapıldı. Havzanın ortalama sıcaklık, yağış, yükseklik, toprak derinliği, eğim değerleri ile ürünün istekleri karşılaştırıldı. Her havza için ürünlerin verim, maliyet ve üretici satış fiyatı değerlendirildi. Böylece her havza için en uygun ürünler seçildi.Bu çalışmalar sonucunda arpa, buğday ve mısırın 30 havzanın tamamında desteklenmesine karar verildi. Aspir üretimi 4 havzada destekleme kapsamından çıkarılırken 3 havzada destekleme kapsamına alındı. Ayçiçeği üretimi 5 havzada destekleme kapsamı dışında bırakıldı. Çeltik üretimi 11 havzada destekleme kapsamı dışında kaldı. Üç havzada zaten çeltik üretimi yapılmıyor. Dolayısıyla çeltik üretimi sadece 16 havzada desteklenecek. Son yıllarda üretimi yaygınlaşan kanola üretimi de 11 havzada destekleme kapsamı dışında kaldı. Bakliyat ürünlerinden kuru fasulye 6 havzada, mercimek 11 havzada nohut üretimi ise 5 havzada destekleme kapsamı dışına çıkarıldı.Türkiye’nin en sorunlu ürünlerinden biri olan pamuk ise iki havzada destekleme kapsamı dışında kaldı. Yağlık zeytin üretimi iki havzada destekleme kapsamına alınırken bir havzada destekleme kapsamı dışında bırakıldı.

::: Gap ve Çevresindeki Bölgelerde Belirlenen Tarım havzalarını, desteklenen ve destek dışı kalan ürünleri şöyle sıralayabiliriz :::

1-GAP,Harran,Mezopotamya::
Alanı (Ha): 2.305.165
Kapsadığı İller: Şanlıurfa, Mardin, Adıyaman, Şırnak
Desteklenecek ürünler :Arpa, aspir, ayçiçeği, buğday, çeltik, kanola, mercimek, mısır, nohut, pamuk, soya, yağlık zeytin
Desteklenmeyecek ürünler:Kuru Fasulye, yulaf
Üretimi yapılmayan ürünler: Çay, çavdar
2- Ilısu, Karacadağ, Hasankeyf::
Alanı (Ha): 2.887.059
Kapsadığı İller: Diyarbakır, Batman, Mardin, Siirt, Adıyaman, Şanlıurfa
Desteklenecek ürünler :Arpa, aspir, ayçiçeği, buğday, çeltik, kanola, kuru fasulye, mercimek, mısır, nohut, pamuk,soya, yağlık zeytin
Desteklenmeyecek ürünler:-
Üretimi yapılmayan ürünler: Çay, çavdar, yulaf
3- Antepfıstığı, Şahinbey::
Alanı (Ha): 936.233
Kapsadığı İller: Gaziantep, Kilis, Kahramanmaraş, Adıyaman
Desteklenecek ürünler :Arpa, ayçiçeği, buğday, kuru fasulye, mercimek, mısır, nohut, pamuk, soya, yağlık zeytin
Desteklenmeyecek ürünler:Çavdar, çeltik, kanola, yulaf
Üretimi yapılmayan ürünler: Çay, aspir
4- Hatay,Antakya,Asi::
Alanı (Ha): 999.577
Kapsadığı İller: Hatay, Osmaniye, Gaziantep, Kahramanmaraş
Desteklenecek ürünler :Arpa, ayçiçeği, buğday, çavdar, kanola, mercimek, mısır, nohut, pamuk, soya, yulaf, yağlık zeytin
Desteklenmeyecek ürünler: Çeltik, kuru fasulye
Üretimi yapılmayan ürünler: Çay, aspir
5- Akdeniz,Çukurova,Toroslar::
Alanı (Ha): 3.819.005
Kapsadığı İller: Antalya, İçel, Adana, Burdur, Osmaniye, Hatay
Desteklenecek ürünler :Arpa, ayçiçeği, buğday, çavdar, çeltik, kanola, kuru fasulye, mısır, nohut, pamuk,soya, yulaf, yağlık zeytin
Desteklenmeyecek ürünler: Aspir, mercimek
Üretimi yapılmayan ürünler: Çay
6- Fırat, Harput::
Alanı (Ha): 5.727.267
Kapsadığı İller: Kahramanmaraş, Malatya, Elazığ, Bingöl, Adıyaman, Adana, Kayseri, Diyarbakır, Batman, Sivas, Erzincan
Desteklenecek ürünler :Arpa, ayçiçeği, buğday, çavdar, kanola, kuru fasulye, mercimek, mısır, nohut, pamuk,yağlık zeytin
Desteklenmeyecek ürünler: Aspir, çeltik, soya, yulaf
Üretimi yapılmayan ürünler: Çay
7- Gündoğusu, Çölemerik::
Alanı (Ha): 2.647.815
Kapsadığı İller: Şırnak, Hakkari, Van, Bitlis, Siirt
Desteklenecek ürünler :Arpa, aspir, buğday, çeltik, kuru fasulye, mercimek, mısır, nohut, pamuk Desteklenmeyecek ürünler:Ayçiçeği, çavdar, kanola, yulaf
Üretimi yapılmayan ürünler: Çay, soya, yağlık zeytin
8- Malazgirt, Süphan,Van Gölü::
Alanı (Ha): 3.889.300
Kapsadığı İller: Muş, Bitlis, Van, Tunceli, Bingöl, Ağrı, Erzurum
Desteklenecek ürünler :Arpa, aspir, ayçiçeği, buğday, çavdar, kuru fasulye, mısır, nohut,
Desteklenmeyecek ürünler: Kanola, çeltik, mercimek, yulaf
Üretimi yapılmayan ürünler: Çay, pamuk, soya, yağlık zeytin
9- Büyük Ağrı,Iğdır::
Alanı (Ha): 794.765
Kapsadığı İller: Ağrı, Iğdır, Kars
Desteklenecek ürünler :Arpa, ayçiçeği, buğday, çavdar, kanola, mısır
Desteklenmeyecek ürünler: Kuru fasulye, mercimek,nohut,yulaf
Üretimi yapılmayan ürünler: Çay, aspir, çeltik,pamuk, soya, yağlık zeytin
10-Otlukbeli, Kösedağ,Munzur::
Alanı (Ha): 2.088.338
Kapsadığı İller: Erzincan, Sivas, Tunceli, Gümüşhane, Bayburt,
Desteklenecek ürünler :Arpa, buğday, çavdar, kuru fasulye, mısır, nohut, yulaf
Desteklenmeyecek ürünler: Kanola, aspir, ayçiçeği, çeltik, mercimek, soya
Üretimi yapılmayan ürünler: Çay, pamuk, yağlık zeytin
11-Palandöken,Aras,Karasu::
Alanı (Ha): 3.361.198
Kapsadığı İller: Ardahan, Kars, Erzurum, Ağrı
Desteklenecek ürünler :Arpa, ayçiçeği, buğday, çavdar, kuru fasulye, mercimek, mısır, nohut, yulaf
Desteklenmeyecek ürünler: Çeltik, kanola,
Üretimi yapılmayan ürünler: Çay, aspir, pamuk, soya, yağlık zeytin

11 Aralık 2009

PAULOWNİA AĞACI YETİŞTİRİCİLİĞİ

Paulownia ağacı ;anavatanı Çin olan ve çok hızlı büyüyen,içinde ülkemizin de bulunduğu Kuzey yarıkürede yaklaşık 24 milyon dekar arazide özellikle keresteciliği için yetiştiriciliği yapılan ilk dikim yılında 5-6m boya ulaşabilen geniş yapraklı bir ağaç türüdür.Kullanım alanının geniş olması sebebiyle gelişmiş ülkelerde büyük ilgi görmektedir.Bilinen 9 çeşit pwl türü arasında P.Elongata,P.Tementosa ve P.Fortunei ülkemiz koşullarına uyum sağlamaktadır.Elongata ve Tementosa –28 C , +50 C sıcaklık dilimlerinde ve 0-2000m rakımlarında yetişebilmektedir.


TOPRAK İSTEĞİ : Pwl’nin adaptasyon kabiliyeti çok yüksek olduğundan ciddi bir toprak seçiciliği yoktur. Yetişebileceği pH aralığı 5-8.5 , optimum pH 5.5-7.5’dir.Max tuzluluk 1000ppm.dir.Kaba yapılı topraklarda , hafif ve orta killi topraklarda rahatlıkla yetişir.Pwl suyu seven bir bitki olmasına karşın yüksek taban suyu istemez.Taban suyu toprak yüzeyinden 1-1.5m aşağıda olmalıdır.Ağır killi veya kireçli topraklarda aşırı maliyet getirmeyecek gübreleme programları ile iyi bir yetiştiricilik yapmak mümkündür.
İKLİM İSTEĞİ : Pwl 0-2000m rakım ve –28 C , +50 C sıcaklık dilimleri arasında yetiştirilebilir.Isı ve ışık ihtiyacı yüksektir.Serin bölgelerde Pwl nispeten yavaş yetişmekte fakat sıcak bölgelere oranla daha kaliteli kereste vermektedir.Pwl direk güneş ışığı alan yerlere dikilmelidir.Yağış miktarının düşük olduğu bölgelerde sulama şarttır.Pwl yetiştirmek için kavak baz alınabilir.Kavak yetiştiriciliği yapılan tüm bölgelerde Pwl yetiştirilebilir.
SULAMA : İlkbahar ve yaz dikimlerinde bölge ve toprak özelliklerine göre haftada 2-3 kez sulama yapılmalıdır.Su ihtiyacı toprak özelliklerine göre farklılık gösterecektir.Bitkinin su ihtiyacını tespit etmenin en pratik yolu toprak muayenesidir.Toprak tavını kaybetmeye yakın plantasyonlar sulanmalıdır.Pwl bol su istemesine karşın kök bölgesinde devamlı aşırı miktarda su istemez.Gereğinden fazla sulandığında özellikle fide dikimi yapılmışsa fidelerde çürümeden dolayı kayıplar olacaktır.Bitkilerin büyümesiyle sulama araları açılacak 15 günde 1’e kadar düşecektir.
DİKİM MEVSİMİ VE DİKİM ARALIKLARI : Ülkemizin çoğu bölgesinde Mart sonundan Kasım başına kadar dikim yapılabildiği gibi kış dikimi de uygulanabilir.Mevsim farklılıklarına göre dikimde kullanılan materyal değişiklik gösterir.İlkbahar-yaz ve erken sonbaharda 10-15 cm boyunda fideler kullanılabilir.Kış aylarında ise kök sistemi gelişmiş fidanlar kullanılmalıdır.Bu fidanların gövdelerinin odunlaşmış olmalarına dikkat edilmelidir , böylelikle olumsuz kış koşullarına daha kolay direnç gösterirler.Kış dikiminde durgunluğa girmiş (dorman) yapraklarını dökmüş fidanlar kullanılabilir.Sonbahar ve kış mevsiminde yapılan dikimlerden sonra ilkbaharda fidanlar toprak yüzeyinden kesilmelidir.Bu işlem rakımı yüksek bölgeler içinde ilkbahar ve yaz dikimi yapılsa dahi rutin uygulamadır.(Kültürel işlemler dikim esnasında ve yetiştirme süresince teknik elemanlarımız tarafından uygulamalı olarak gösterilecek ve gerekli bilgiler doküman halinde yetiştiricilere verilecektir.)Dikim aralıkları firmamız tarafından 4x4m olarak tavsiye edilmektedir.Buradaki avantaj hem ağaç taçları birbirine girmeyecek hemde toprak işleme kolay olacaktır.Bunun yanında dikim aralıkları arttırılarak kombine tarım yapma olanağı yaratılabilir.
KOMBİNE TARIM : Pwl,pamuk,mısır,soya,patates ve sebzelerle birlikte yetiştirilebilir. Kombine tarım yapılacaksa dikim aralıkları buna göre ayarlanmalıdır. 6x10m, 6x15m, 5x20m gibi.Avantajları;
• Birlikte yetiştirildiği bitkilerde %20 ye yakın verim artışı sağlar.
• Sulama suyunun sebep olduğu tuzlanmayı engeller.
• Sonbaharda dökülen yapraklarıyla toprak profilinden aldığı bitki besin maddelerini birlikte ekildiği maddelerin kullanımına sunar. Gübreleme yapar.
KERESTE ÖZELLİKLERİ : Soluk sarı bal görünümünde, kokusuz,pürüzsüz ve budaksızdır.m³/kg’a yüksek miktarda kereste çıkar. Düşük çekme (0.27-0.37),kırılma,deforme olmama ve 400 C de yanma ısısı gibi özellikleri vardır. Selüloz oranı ise %46-49 arasında değişir.
1-Çok iyi ısı yalıtım malzemesidir. Termal iletkenliği 0,0063-0.086 kcal m-1 hr-1 sıcaklık iletkenliği 0.000561-0.000631 m-2 hr -2 değerleriyle bilinen 40 tür içerisinde en yüksek sıcaklık yalıtım verilerine sahiptir.
2- Diğer keresteler içerisinde dönmeye,çatlamaya ve deformasyona karşı en dayanıklısıdır. İşlemesi çok kolaydır. Çapak,kıymık vs. yapmaya müsait değildir.
3- Paulownia kerestesi çürümeye karşı dirençlidir ve aynı zamanda zararlılara karşı dirençlidir. Bu kereste ile yapılmış 100 yıllık evler daha ayakta durmaktadır. Szechuan vilayeti orman araştırma enstitüsü, Hong Ya orman çiftliğinde bir çok ağacı çürümeye bırakmış ve 16 yıl sonra Paulownia haricindekilerin tamamen çürüdüğü Paulownianında sadece yüzeyden 1cm derinde çürümenin başladığını rapor etmiştir.
4-Paulownia çok iyi bir şekilde dilimlenebilir ve soyulabilir. Bu kaplama ve kontroplak üretimine elverişli bir malzeme olduğunu gösterir. Zımparalanmış yüzeyi viskozitesi doğru yapışkanla 0.25 mm ye kadar inceltilebilir.
5-Dünyanın üzerine yazı yazılabilen en iyi kerestesi olduğu olduğu için Japonya’da kartvizit yapımında kullanılmaktadır.
6-Kerestesi tatsız ve kokusuz olduğundan her türlü yiyecek malzemesinin yanında kullanılabilir. (örneğin Dondurma çubuğu,ambalaj)
7-Kerestesi bel vermediği ve bükülmediği için 2 yaşındaki Paulownialar Çin de çatı makası olarak kullanılmaktadır. Aynı çaptaki iğne yapraklı kerestelerden daha iyi performans gösterirler.
8-Yoğunluğu 260-330 kg/m³ (%15 rutubetli) arasında değişir. Diğer sert ağaç türlerinden daha hafiftir. (Çam 450/m³,Okaliptüs 800 kg/m³) ambalaj sanayi için bir avantaj yaratır.
9- Hafifliği ve yüksek rezonans kabiliyeti sayesinde müzik aletleri yapımında kullanılır.
10- Birinci sınıf beyaz kağıt hamuru üretiminde kullanılır.
11- 2-3 senelik Paulownia ağacından kalem ve cetvel üretilebilir. Avantajı hafif ve sert oluşudur.
12- 1-2 senelik Paulownia ağacından aktif karbon sanayinde yararlanılır.
KULLANIM ALANLARI :
HAYVAN YEMİ:Paulownia’lar çok geniş ve yüksek hacimde yaprak üretirler. Çinde bu yapraklar kurutulduktan sonra kıyılır ve silolarda saklanır. Koyun, keçi,tavşan,sığır, ve domuz besini olarak kullanılır. Kuru yaprakların besin değeri yağ,şeker ve protein açısından zengin olup ağırlıkları oranında tahıl ile aynı değere sahiptirler.
GÜBRE :Paulownia kök sistemi toprağın çok derinlerine giderek,fidanlıktaki diğer ürünlerin ulaşamayacağı rutubet besin maddelerini alır. İşte bu derin toprak tabakalarından alınan besinler ve rutubet,sonbaharda dökülen yapraklar, oluşan zengin örtü ile gübreyi oluşturur. Paulownia yaprakları zengin nitrojen (Azot) içermektedir ve rutubetli ortamlarda hemen dekompoze olarak gübre haline geçerler. Sürülen toprak, bu gübre ile karışarak toprağın verimliliğini artırır.
RÜZGAR PERDESİ:Paulownia büyük yaprakları sayesinde geniş bir alan kaplar. Bu nedenle özellikle deniz kenarında devamlı rüzgara açık konutların korunmasında kullanılabilir. Şekil verilmesi son derece kolay olan ağaçlarla;rüzgarın yön ve şiddeti dikkate alınarak rüzgarkıran perdeler tesis edilebilir.
HAVA KİRLİLİĞİ:Paulownia ağacının yaprakları toz duman ve hava kirliliğini emerek temizler. 1 hektar paulownia yılda 6 kg atmosferik kükürt emme kabiliyetine sahiptir. Tesis edildiği kentlerde %80 oranında hava kirliliğini azalttığı gözlemlenmiştir.
EREZYON VE ENERJİ:Paulownia derin kök sistemi sayesinde toprağı tutar ve neticede heyalanı önler. Yine geniş yaprakları ile rüzgar ve damla tesirinden toprağı korur.Birçok gelişmiş ülke ısınmak için oduna dönmeye başlıyor. Bu ülkelerde evlere ısı verimi yüksek sobalar kuruluyor. Ayrıca paulownia nın A.B.D. ‘de bazı enerji santrallerinin etrafına enerji ormanı amaçlı dikildiği biliniyor.
EKONOMİK DEĞER : Paulownia diğer kerestelik ağaçların 20-30 yılda gösterdiği büyüme performansını 4-6 yılda gösterir. 2 yaşında ekonomik bir anlam ifade eder. 2 yıllık ağaçlar sunta ve kağıt fabrikaları tarafından değerlendirilir.4-6 yıl arasında 1m³ kereste verir ki 1m³ kerestesinin dünya piyasalarında ki fiyatı 300-400 $ dır. Bu ağaçlardan en düşük kereste kalitesi olan E kalitesinde tomruk elde edileceği varsayılırsa bir ağaçtan en az 200 $ gelir sağlanır. Ortalama bir hesap yapılacak olursa 1 dekara 4X4 metre arayla dikim yapıldığında dekarda 62 adet ağaç bulunacaktır. Bu durumda 1 dekardan 4 yılda 62 X 300 $ = 18600 $ gelir elde edilir. 1 dönümün fide maliyeti 350 milyon T.L civarındadır.4-6 yıllık yetiştirme dönemi içinde kullanılacak ilaç ve gübre girdileri göz ardı edilebilecek oranda düşüktür.Paulownia yetiştiricisine diğer tarım ürünleri ile kıyaslanamayacak oranda yüksek gelir sağlar.
::FİDAN DİKİMİ VE HIZLI BÜYÜME İÇİN MUTLAKA DİKKAT EDİLECEK HUSUSLAR ::
-Fidan çukuru 80cm derinlik ve 60cm çapında açılarak alt kısımdan çıkan toprak ve üst kısımdan çıkan toprak ayrı ayrı yığılarak organik gübreyle (çiftlik gübresi) 1/6 oranında karıştırılıp üstten çıkan toprak alta alttan çıkan toprak üste gelecek şekilde dolgu yapılıp fidan oluşturulacak geniş çanağın ortasına tüpten çıkarılarak yerleştirilir.
-İkinci yıl mart ayı sonlarında toprak seviyesinden sert budama yapılarak oluşmuş cılız gövde kesilir. Baharda çıkan sürgünlerden en kuvvetlisi bırakılarak diğerleri alınır.(böylece bırakılan sürgünün yaz boyunca 7m boy atması ve ana gövdeyi oluşturması sağlanmış olur).
-Haftada en az iki defa bolca sulanmalıdır. Topragın durumuna ve bitki gelişmesindeki simptomlara göre gübreleme yapılabilir.

Kaynaklar:
* tarimsalpazarlama.com
* paulownia.cjb.net

09 Aralık 2009

ASPİR YETİŞTİRİCİLİĞİ

Aspir, genellikle 80-100 cm arasında boylanabilen, dikenli ve dikensiz formları olan, dikenli formların dikensizlere göre daha fazla yağ içerdiği, sarı, beyaz, krem, kırmızı ve turuncu gibi değişik renklerde çiçeklere sahip, tohumları, beyaz, kahverengi ve üzerinde koyu çizgiler bulunan beyaz taneler şeklinde olan (ender durumlarda siyah tohumlara da rastlanabilir), dallanan ve her dalın ucunda içerisinde tohumları bulunan küçük tablalar oluşturan, renkli çiçekleri (petal) gıda ve kumaş boyasında kullanılan, derinlere gidebilen bir kazık kök sistemine sahip, tohumlarında % 30-50 arasında yağ bulunan, Linoleik (Omega-6) ve Oleik (Omega-9, zeytin yağı kalitesinde) olmak üzere 2 ayrı tipi olan, yağı yemeklik olarak kaliteli, biodizel yapımında da kullanılabilen, küspesi hayvan yemi olarak değerlendirilen, kuraklığa dayanıklı, yazlık karakterde ve ortalama 110-140 gün arasında yetişebilen tek yıllık bir uzun gün yağ bitkisidir.Aspir tarımındaki en önemli avantaj (kolaylık), Buğday-arpa tarımında, toprak hazırlığından ürünün depoya alınmasına kadar geçen sürede kullanılan bütün alet-ekipmanların bu bitkinin tarımında da kullanılabilmesidir. Belki de bu özelliğinden dolayı, üreticiler tarafından benimsenmesi daha kolay ve çabuk olacaktır.
Toprak Hazırlığı : Toprak bakımından çok da seçici olmasa da, derin, verimli tınlı, drenaj problemi olmayan ve su tutma kapasitesi yüksek, pH değeri nötr veya nötr'e yakın (pH 5-7) olan topraklar aspir tarımı için idealdir. Daima bu tip topraklar tercih edilmelidir. Ancak, kıraç alanlarda da başarılı bir şekilde yetişebilmektedir.
Aspir tarımı yapılacak alanlarda dikkat edilecek bir diğer önemli konu ise, tarlanın özellikle yağmur sularını göllendirmeyecek bir konumda olması, yüzey drenajının iyi olması gerekir. Eğer, tarla içerisinde yer yer çukur alanlar var ise ve yüzey drenajı da kötü ise, özellikle yağış suları ve sulama suları bu alanlarda birikerek bitkinin kök bölgesinin bazı hastalıklara açık hale gelmesine neden olacaktır.Toprak hazırlığı olarak, eğer tarla, bir önceki bitkiden sonra aspir ekimine kadar boş bırakılacaksa, sonbaharda veya ilkbaharda pullukla sürülmelidir. Ekimden önce ise, diskaro ile ekime hazırlamak yeterli olacaktır.Tarla hazırlığının ekimden hemen önce yapılması, bahar aylarında tarlada ortaya çıkacak kendi gelen bitkiler (halaza-bir önceki ve/veya diğer kültür bitkileri) ve yabancı otların yok edilmesi nedeniyle, aspir'in ilk gelişme dönemleri için temiz, yabancı otlardan arınmış bir yetişme ortamı sağlayacaktır. Tuzlu topraklar, aspir tarımı için olumsuz etkide bulunur. Aspir'in tuza dayanıklılığı, arpa ile aynıdır. Toprakta tuzun fazla bulunması, çimlenmeyi, verimi ve tanedeki yağ oranını düşürür.
Gübreleme: Ekimden önce, toprak tahlili yaptırılarak eksik olan bitki besin maddeleri tamamlanmalıdır. Köklerin derinlere gidebildiği göz önüne alınarak, toprak tahlillerinin 1.0-1.5 m derinlikten alınan örneklerle de yapılması gerekir. Etkili kök derinliğinde, bitkinin alacağı besin maddeleri mevcut olmalıdır. Toprak tahlilinin yapılamadığı durumlarda, dekara 12-15 kg saf azot (N) hesap edilerek, bitki gelişmesine başlangıç olması için bir miktar da fosfor (P) ilavesi yapılarak ekimden önce toprağa serpilip karıştırılmalıdır. Tavsiye edilen normal fosfor miktarı, dekara 3-5 kg dır. Aynı şekilde, Potasyum (K) gübrelemesi de yapılmalıdır. Fakat, ülkemiz toprakları, genelde potasyum açısından yeterli kabul edilmektedir.Gübreleme açısından, piyasada bulunan ve kompoze bir gübre olan 20-20-0 gübresi en uygun olanıdır. Eğer potasyum gübrelemesi gerekiyor ise, sadece potasyum içeren gübreler ilave olarak da verilebilir. Eğer, bu 3 tip gübreyi aynı anda vermek gerekirse, yine kompoze bir gübre olan 15-15-15 gübresi seçilebilir. Bu tip gübre verilecekse, fosfor ve potasyum miktarına göre hesap yapılıp, toplam miktar belirlenmeli, eksik kalacak olan azot miktarı için de, sadece azot içeren amonyum nitrat veya üre gibi gübreler kullanılmalıdır. Eğer, topraktaki fosfor ve potasyum miktarları yeterli ise, sadece azot gübrelemesi için, daha önce bahsedilen amonyum nitrat veya üre gübresi tek başına kullanılabilir. Tahlil sonuçlarına göre, değişik alternatifler yaratmak mümkündür.Aspir bitkisi 3.5-4 ay gibi kısa bir sürede yetişebildiği için, gerekli olan bütün gübrelerin ekimden önce bir seferde toprağa serpilip karıştırılması gerekir. Gübrenin bir seferde ekimle veya ekimden önce verilmesi göz önüne alındığında, etki süresinin yavaş ve sürekli olması nedeniyle, üre gübresinin kullanılması daha mantıklı olacaktır. Eğer, ekimden önce toprağa karıştırılmayıp ekimle beraber uygulanacak ise, tohum ve özellikle ürenin birbirlerine temas etmemesine özen gösterilmelidir. Aksi takdirde, çimlenme ve çıkışlarda problemler yaşanabilir.
Ekim Tarihi: Aspir, yazlık bir bitki olduğundan bahar ayında ekilmelidir. Ancak, kışları fazla soğuk olmayan, ılıman bölgelerde kışlık olarak da ekilmesi mümkündür. Örneğin, ülkemizde Çukurova bölgesinde kışlık olarak, Kasım ayında ekilebilir.Yine Çukurova bölgesi yanında, bahar-yaz yağışları olmayan veya yetersiz kalan Şanlı Urfa gibi güney bölgelerimizde (tabii kışı ılıman olmak şartıyla) kışlık olarak Kasım ayında veya Aralık ayı başlarında ekilmesi tercih edilmelidir.Fide döneminde, diğer bitkilere oranla soğuklara daha fazla dayandığı için, biraz daha erken ekilebilir. Ekimin 20 Mart-20 Nisan tarihleri arasında yapılması uygundur. Geç ekimlerde, bitkiler kısa kalmakta, dallanma azalmakta, verim ve tanedeki yağ oranı düşmektedir. Bu nedenle, ekimlerin zamanında ve uygun şekilde yapılması çok önemlidir.
Sıra Arası ve Ekim Şekli: Değişik sıra aralıklarında ekim yapılmasına rağmen, yabancı ot mücadelesi ve kontrolü açısından, sıra arasının dar tutulması en iyi yöntem olarak kabul edilmektedir. Bu amaçla, tavsiye edilen en uygun sıra arası, 15-20 cm dir.Hububat ekiminde kullanılan makineler (mibzerler), aspir ekiminde de rahatlıkla kullanılabilmektedir. Daha geniş sıra aralıklarında (40-60 cm) ekim yapıldığı takdirde, yabancı ot mücadelesi ve kontrolünde sıkıntılar yaşanmaktadır. Çünkü, geniş sıra aralıkları, yabancı ot gelişimini teşvik etmektedir. Böyle durumlarda, özel aletlerle (yüksek ve ince lastikli traktörler) veya yine ekimde belli aralıklarla boş sıralar bırakılarak çapa makinesinin buralardan hareket etmesi sağlanmaktadır. Bu da fazladan masraf gerektiren, üretim maliyetlerini arttıran işlemlerdir.
Tohumluk Miktarı ve Ekim Derinliği: Sıra arasının 15-20 cm olduğu durumlarda, dekara 4-6 kg tohumluk kullanılmalıdır. Bu durumda, tohumun iriliğine göre (1000 tane ağırlığı), dekarda 100.000-120.000 arası bitki (ortalama 100.000 bitki) bulunacak ve sıra üzeri mesafesi de 5 cm olacaktır. Dekara atılacak tohumluk miktarı ortalama olarak 5 kg’ ın altında olmamalıdır. Çok küçük taneli çeşitlerde daha az miktarda tohumluk kullanmak gerekir (yaklaşık 4 kg). Geniş sıra aralıklarında, tohumluk miktarı 2-3 kg civarındadır.Dekara 5-6 kg tohumluk kullanımı ilk bakışta biraz fazla gibi gözükse de, yeşil aksama uygulanabilecek yabancı ot ilaçlarında sıkıntı yaşandığı için ve büyümenin ilk dönemlerindeki rozet büyüme sırasında aspir bitkilerinin yabancı otlara boğdurulmaması için biraz sık ekmekte fayda vardır. Bu sıklık belki hastalık problemi yaratabilecektir ancak, yabancı ot problemini kontrol etmek açısından gereklidir.Ekim derinliği, toprak şartlarına göre değişiklik gösterse de, 2.5-4.0 cm' lik ekim derinliği en idealidir. Ekimde hiçbir zaman 5 cm' den daha derine tohum bırakılmamalıdır. Üniform çıkışlar, genellikle sığ (yüzlek) ekimlerde sağlanmıştır.
Yabancı Ot Kontrolü: Aspir bitkisi, gelişmenin ilk 3-4 haftalık döneminde yabancı otlarla rekabet edemez. Bu konuda çok zayıf olduğu için, yabancı otlardan çok etkilenir. Bu nedenle, gelişmenin ilk dönemlerinde bitkiyi yabancı otlarla rekabete sokmamak için, ekimden önce tarlanın bir çıkış öncesi herbisit (ot ilacı) ile ilaçlanması ve ilacın toprağa karıştırılması gerekir veya çıkıştan hemen önce tarla yüzeyine uygulanması gerekir. Aspir tarımında çıkış öncesinde tarla yüzeyine veya ekimden hemen önce toprağa karıştırılarak kullanılabilecek ve tavsiye edilen herbisitlerden bir kaçı şöyledir; Trifluralin, Metolachlor, EPTC, Barban, Profluralin ve Paraquat. Bunlar, etkili kimyasal maddelerden birkaçı olup, ticari ilaç isimleri firmalara göre değişik isimler altında olabilir.Bunlardan, Metolachlor (Dual II) hem ekim öncesi toprağa karıştırılarak hem de ekimden sonra-çıkıştan önce toprak yüzeyine uygulanabilir. Diğerleri ise, sadece ekimden önce toprağa karıştırılarak uygulanır. Çıkış sonrası yabancı otların yeşil aksamına uygulanabilecek herbisit olarak “Stomp” kullanılabilir.Ancak, daha önce de belirtildiği gibi, ekimde sıra arasının dar tutulması (15-17 cm), yabancı otları bastıracağından, ayrı bir yabancı ot mücadelesi gerekmeyecektir. Çıkış sonrası yabancı otların kimyasal yolla mücadelesinde yeşil aksama kullanılabilecek herbisitlerin piyasada bulunamama ihtimaline karşı, ekimden önce ekilecek alanın mutlaka treflan ile (dekara 230-250 g) ilaçlanması gerekir. Bu doz miktarı, normal tarla içindir. Çok ağır topraklarda (kil oranı yüksek) bu doz 300 gr’a a kadar çıkarılabilir. Kumsal tarlalarda, Treflan dozu dekara 150-160 gr olmalıdır. Aksi takdirde, bitkilerde yanmalar ortaya çıkabilir.
Çeşitler: Günümüzde, sadece 3 aspir çeşidi mevcuttur. Bu çeşitlerden 2 tanesi (Yenice ve Dinçer), 1983 yılına kadar tescil edilen çeşitler olup, 1 tanesi ise 2005 yılında tescil edilmiştir. Daha önce yıllarda, 5-154 olarak üretimi yapılan hat, 2005 yılında Remzibey-05 ismiyle tescil edilmiştir. Bu çeşitler, Anadolu Tarımsal Araştırma Enstitüsü tarafından geliştirilmiştir. Bu çeşitlere ait bazı tarımsal özellikler aşağıda verilmiştir.
Yenice: Dikensiz, kırmızı çiçekli, 100-120 cm boyunda bir çeşittir. Diğer 2 çeşitten 10-15 gün daha geç hasada gelir. Bin Tane ağırlığı 35-40 gr arasında olup, tanedeki yağ oranı da % 20-25 arasında değişir. Linoleik tip yağa sahiptir.Dinçer: Dikensiz, mat-kırmızı renkte çiçeklere sahip, 90-100 cm boyunda bir çeşittir. Remzibey çeşidinden 2-3 gün önce hasada gelir. Bin Tane ağırlığı 45-50 gr arasında olup, tanedeki yağ oranı % 25-28 arasında değişir. Linoleik tip yağa sahiptir.Remzibey-05: Dikenli, sarı çiçekli, 60-80 cm boyunda bir çeşittir. Tescili 2005 yılında yapılmıştır. Bu yıla kadar 5-154 ismiyle üretim izinli olarak bilinmekteydi. Bin Tane ağırlığı 45-50 gr arasında olup, tanedeki yağ oranı % 30-35 arasında değişir. Yağı oleik tiptedir (zeytin yağında olduğu gibi)
Sulama: Her ne kadar kuraklığa dayanıklı bir bitki olsa da, kritik dönemlerinde sulama yapılması verimi arttıracaktır.Aspir tarımında tane verimi açısından en kritik dönemler, sapa kalkma dönemi ve çiçeklenme öncesi dönemlerdir. Bu iki dönemde de, eğer havalar çok kurak giderse ve toprakta yeterli rutubet yoksa, sulanması verimi olumlu yönde arttıracaktır. Sapa kalkma dönemi, genellikle çıkıştan 20-25 gün sonraya denk gelmektedir. Çiçeklenme öncesi dönem ise, çeşitlere bağlı olarak, yine çıkıştan yaklaşık 55-65 gün sonrasına denk gelmektedir. Bu dönemlerde, eğer yeterli yağış alınamaz ise ve sulama imkanı da varsa, yapılacak ek bir sulama verimi arttıracaktır.Eğer sulama yapılacak ise, kuraklık belirtileri bitki üzerinde ortaya çıkmadan önce yapılmalıdır. Özellikle, bitkilerin alt yapraklarında ortaya çıkacak "yanma" lar (yaprakların kahverengileşmesi), bitkinin su stresine (kuraklık) girdiğinin en belirgin işaretidir. Çok sıcak havalarda, sulama yapılmamalı veya çok kısa sürede bitirilmelidir.
Sulama ile ilgili diğer bir konu ise, sulama suyu hiçbir zaman tarla yüzeyinde uzun süre göllenmemelidir. Bu durum, bazı kök hastalıklarına uygun ortam hazırlar.
Hasat: Yaprakların büyük bir bölümünün tamamen kuruduğu (kahverengileştiği), çiçek çanak yapraklarının hemen hemen kahverengiye döndüğü (geç açmış çiçek tablalarındaki çanak yapraklarında hafif bir yeşillik olabilir) ve tablaların elle kolaylıkla harmanlanabildiği ve tanelerin tamamen beyaz renk aldığı dönem hasat zamanının geldiğinin bir işaretidir. Bu dönem, genellikle çiçeklenmeden yaklaşık 4-5 hafta sonraya denk gelen dönemdir. Bu dönemde, bitkiler fizyolojik olgunluğa ulaşmış demektir ve hasat yapılabilir.Hasat, zamanında, geciktirilmeden hemen yapılmalıdır. Aksi takdirde, tanelerde renk değişikliği ve eğer yağış olursa, tablalarda bulunan tanelerin çimlenmesi söz konusudur.
Hububat (Buğday-arpa) hasadında kullanılan biçerdöverler, aspir hasadında da rahatlıkla kullanılabilir. Ancak, makinenin ayarlarının uygun bir şekilde yapılması zorunludur.Biçerdöverin dolap hızı, hareket hızından % 25 daha fazla olmalıdır. Hasat-harman sırasında, tanelerde kırılmayı önlemek için, 55 cm' lik batörlerde, batör hızı düşük bir seviyeye, 550 devir/dakika, ayarlanmalıdır. Diğer bir ifadeyle, çevresel hızı yaklaşık 910-920 m/dakika olmalıdır. Kontrabatör açıklığı, ön tarafta 1.5-1.6 cm, arka tarafta ise, 1.2-1.3 cm olmalıdır. Bitki artıkları nedeniyle makinenin tıkanmasını önlemek için, eleklerin sarsılma hızı, hububat için kullanılan hızdan daha fazla olmalıdır. Boş tanelerin ve sap parçalarının kolaylıkla atılması için, fan ayarının da yeterli olması gerekir.Hasat edilen ürünün problemsiz, uzun bir süre ve güvenli bir şekilde depolanabilmesi için tane neminin % 8 olması gereklidir. Bu oran, % 10' u geçmemelidir.
Sanayide İşlenmesi: Aspir yağlık bir ürün olduğu için, sanayide yağ elde etmek üzere değerlendirilir. Yağ elde edilmesinde, ayçiçeği işleyen tüm makineler aspir işlemeye de elverişlidir. Herhangi bir makine değişikliğine gerek yoktur. Bu nedenle, ülkemizde sanayide işlenmesi açısından hiçbir problem olmaması gerekir.Yağ alındıktan sonra geriye kalan küspe içerdiği % 22-24 protein nedeniyle iyi bir hayvan yemi olarak değerlendirilmektedir.

Kaynak: bizimbahçe.net