09 Ocak 2010

KANOLA YETİŞTİRİCİLİĞİ

Bitkisel yağ kaynağı olarak Kanola ülkemize II. Dünya savaşı sırasında Bulgaristan ve Romanya'dan Gelen göçmenlerle kolza adı ile ülkemize girmiş ve Trakya'da ekim alanı bulmuştur. Ülkemizde rapiska, rapitsa, kolza isimleriyle de bilinen kanola kışlık ve yazlık olmak üzere iki fizyolojik döneme sahip bir yağ bitkisidir. Kanola tanesinde bulunan%38-50 yağ,%16-24 protein,zengin oleik ve linoleik asit miktarı ve yağının kaynama noktasının yüksek olması (238 0C) nedenleriyle önemli bir yağ bitkisidir.
İklim ve Toprak İstekleri::
Kanola bitkisi kışlık ve yazlık olarak yetiştirilebilmektedir. Ülkemizde genellikle kışlık kanola tarımı yapılmaktadır. Kışlık kanola kışa kar altında -15 0C 'ye kadar dayanıklıdır.Ancak kışa girerken rozetleşmesini tamamlamış olması gerekmektedir. Bunun için Ekim ayının başında tavlı toprağa ekilmeli ve çıkışı sağlanmalıdır.Kışa rozet dönemi oluşmadan giren kanola bitkileri sıfırın altındaki sıcaklıklardan zarar görmektedir.Yazlık kanola daha çok ılıman iklim bölgeleri olan Ege ve Akdeniz'de yetiştirilmektedir.Konola bitkisi kumlu ve hafif topraklar dışında hemen hemen her toprakta yetişmektedir. Su tutan, göllenen tarım alanlarında çok zarar görmektedir. En iyi yetiştiği toprak humuslu, derin yapılı, nötr veya hafif alkali ve hafif asit topraklardır (pH: 4.2-7.2).
Toprak Hazırlığı::
Kanola tohumu çok küçük ve çimlendikten sonra toprak yüzeyine çıkış yüzdesi düşük olduğundan tohum yatağının iyi hazırlanması gerekmektedir. Mümkünse iç bölgelerde buğday hasadından sonra gölge tavına sürüm yapılmalıdır. Daha sonra kazayağı ve tırmık ile tohum yatağı keseksiz ve tavı kaçırmadan hazırlanmalıdır. Ekimden önce toprağın yüzeyinin düzgün olması ve bastırılması için tapan çekilmelidir. Tapan çekilmezse tohumlar derine gideceğinden üniform düzgün bir çıkış sağlanamaz.
Ekim Zamanı::
Ekim zamanı toprak ısısı ile yakından ilgilidir. Çimlenmenin iyi olabilmesi için toprak ısısı en az 10-12 0C olmalıdır. Kanola ekim zamanı Trakya, Marmara, Ege, Güneydoğu Anadolu bölgelerinde 15 Eylül- 15 Ekim tarihleri arasında yapılmalıdır. Karadeniz bölgesinde sahil kuşağında en uygun ekim zamanı 15 Eylül- 20 Ekim tarihleri, iç kesimlerde 20 Eylül- 10 Ekim tarihleri kanola için uygun ekim zamanıdır. Bu şekilde iyi çıkış yapan kanola bitkileri kışa 4-6 yaprak (rozet dönemi) arasında girer ve kuvvetli bir kök sistemini geliştirerek soğuktan zarar görmez. Eğer kanola ekimleri Kasım ayına sarkarsa genç fideler zarar görmektedir. Bu nedenle kanola ekiminde geç kalınmamalıdır.
Tohumluk::
Kanola tarımında tohumluğun önemi büyüktür. Çiftçiler kendi hasat ettikleri üründen kesinlikle tohumluk olarak ayırmamalıdır. Çünkü kanola bitkisi % 34 lere varan ölçüde yabanı hardal türleri ile melezlen-diğinden ikinci yıl hasat edilen ürün tohumluk olarak ekildiğinde hasat edilen ürünün yağında erusik asit ve küspesinde glukosinalat oranı artacaktır. Her yıl kontrollü olarak üretilen sertifikalı tohumlukların üreticiler tarafından alınması gerekmektedir. Alınacak tohumluğun ekileceği bölgede denenmiş ve kış soğuklarına dayanıklı olması gerekmektedir.
Ekim Şekli::
Kanola ekimi yonca ekim makinası gibi küçük tohumları ekebilen mekanik yada pnomatik mibzerlerle yapılmalıdır. Üreticiler gelişmiş ekim makinalarını kullanarak sıra arası, sıra üzeri ve ekim derinliğini kolaylıkla ayarlayabilirler. Bu tip gelişmiş ekim makinaları ile ekimde 1 da a kullanılan tohum miktarından önemli tasarruf sağlanmakta, 1 da 800-1000 gr yeterli olmaktadır ve düzgün bir çıkış elde edilmektedir.Kanola akiminde sıra arası mesafe 20 cm, sıra üzeri mesafe ise 3-4 cm arasında olabilir. Ekim derinliği 1.5-2 cm civarında olmalıdır. Aşırı sık ve derin ekimden kaçınılmalıdır. Derin ekimde çıkışlar mütecanis olmaz, geç kalır ve kışa iyice gelişmeden gireceğinden zarar görür. Sık ekim için de aynı zayıf gelişme söz konusudur. Zayıf kök yapısına sahip kanola bitkileri kış soğuklarından önemli ölçüde zarar görmektedir. Bazı gevşek yapıdaki topraklarda ekimden sonra merdane geçirilirse çıkış iyi olmaktadır.
Bakım::
Normal zamanında yapılan ekimlerde kanola gür geliştiği için içerisinde yabancı ot barındırmaz. Tarlada yabancı ot olarak hardal varsa kanola ekilmez. Çünkü ikisi de aynı familyadan olduğundan mücadelesi zordur ve daha sonra hasat edilecek kanola ürününe karışarak kaliteyi bozar. Ayrıca kanola bitkileri Nisan ayına kadar olan gelişme döneminde toprakta taban suyu yüksekliğine ve su tutmasına karşı çok hassas olduğundan yağışlı dönemlerde tarlada göllenme olursa hemen su tahliye edilmelidir.
Gübreleme::
Kanola her 50 kg verim için toraktan 1 kg S (kükürt) kaldırmaktadır. Buna göre uygulanacak gübre formlarının amonyum sülfat türü olmasına dikkat edilmelidir. İyi bir verim alabilmek için dekara 12-14 kg saf azot, 7-8 kg fosfor verilmelidir. Azotlu gübrenin yarısı ( 6 kg/da), fosforlu gübrenin tamamı ekimle birlikte, azotlu gübrenin diğer yarısı Şubat sonu Mart başında sapa kalkma döneminde verilmelidir.
Ekim Nöbeti::
Kanola yetiştiriciliğinden yüksek verim alabilmek için mutlaka münavebe yapılmalıdır. Kanolanın gireceği bazı münavebe modelleri şu şekilde olabilir;
1. Model: Ayçiçeği + Kanola + Buğday +Mısır
2. Model: Buğday + Kanola + Baklagil + Ayçiçeği
3. Model: Buğday + Kanola + Şekerpancarı + Kavun-Karpuz
4. Model: Ayçiçeği + Kanola + Buğday
Kanola Tarımında Yabancı Ot Mücadelesi::
Yabancı ot mücadelesi kanolanın ilk yetişme devresinin ilk ayında çok önem taşır ve yapılması % 20-30 oranında daha fazla verim alınmasını sağlayabilir. Hızlı gelişme yeteneğine sahip yabancı otlar özellikle ilk gelişme devresinde faydalı tarla alanını kaplayarak kanola bitkisinin gelişmesini engelleyerek ve bitki besin maddelerine ortak olarak önemli oranda zarar yaparlar. Kanola bitkisi 30-40 cm boyunda olduğunda gür gelişip, gölge yaparak diğer yabancı otların gelişmesini büyük oranda engellemektedir.
Kanola Hastalık ve Zararlıları::
Kanolanın önemli zararlıları toprak pireleri, tarla salyangozu, kanola sap hortumlu böceği, lahana kelebeği ve yaprak bitidir. Özellikle Trakya'da bazı lokasyonlarda lahana kelebeği ve Karadeniz Bölgesinde de yaprak biti zararı fazladır. Yaprakların ve çiçek saplarının öz suyunu emerek beyazlama yapmakta ve önemli verim kayıplarına neden olmaktadır. Bu zararlılar ile ilaçlı mücadele yapılmalıdır.
Önemli hastalıkları ise mildiyö, kolza kök uru, kurşuni küftür. Trakya'da hastalıklar pek yaygın değildir.
Kanola Tohum Bağlama::
Kanola çiçeklenme döneminde tozlanma için çeşidin kendine tozlanmasının az veya çok olmasına bağlı olarak yüksek oranda bal arılarına ihtiyaç duyar. Bu nedenle çiçeklenme dönemindeki sürede kanola tarlaları yakınında arı kovanı bulunması harnuplarda (kapsüllerde) döllenme ve tane tutmayı artırır. Çiçeklenme ve döllenme bitkide alttan yukarı doğru olmaktadır. Nisan sonu Mayıs ayı başlarında kanolanın çiçeklenmesi arılara bol miktarda çiçek tozu sağlamaktadır.
Hasat ve Depolama::
Kanola, havaların sıcak veya yağışlı gitmesine ve çeşidin erkenciliğine bağlı olarak çiçeklenmeden 40 ile 50 gün sonra hasat olumuna gelir. Trakya'da 10 Haziran, Akdeniz'de 10 Mayıstan itibaren kanola hasadı yapılabilmektedir. Kanola hasat olumuna geldiğinde bitkilerin sap, yaprak ve kapsülleri tamamen kuruyup sararır. Kırmızımsı sarı bir renk oluşur. Tohum kahverengiye dönüşmüşse hasat zamanı gelmiş demektir. Kanola bitkisinde olgunlaşma aşağıdan yukarıya doğrudur. Hasatta bitkileri tam olgunlaşması beklenirse alt kapsüllerde çatlama ve dökülmeler görülür. Erken hasatta ise üst kapsüller tam olgunlaşmadığından hasat kaybı olur. Kanola taneleri çok küçük olduğundan hasada başlamadan önce biçerdöverin ayarları çok iyi yapılmalıdır. Dekardan alınan verim ekilen çeşidin verim gücüne ve toprak verimliliği ile iklim koşullarına bağlı olarak 250-350 kg arasındadır. Emniyetli bir depolama için tanelerin rutubeti %9 u geçmemelidir. Kuru ambarlarda depolanmalıdır. Aksi halde çok çabuk kızışma olur ve küflenir.
Sonuç::
Sonuç olarak kanola tarımında çiftçilerimizin birim alandan daha yüksek verim elde etmeleri ve kazançlarını artırmaları buraya kadar belirtilen yetiştirme tekniği esaslarını tam olarak uygulamalarına bağlıdır. Kanola tarımı konusunda daha geniş bilgi almak isteyenler en yakın Tarım ve Köyişleri Bakanlığına bağlı Araştırma Enstitüleri ile Tarım İl ve İlçe Müdürlüklerine başvurdukları takdirde kendilerine yardımcı olunacaktır.
Kaynak:ziraatci.com

ÇELTİK YETİŞTİRİCİLİĞİ

Toprak İsteği::
Toprak isteği bakımından seçici değildir. Su geçirgenliği az, derin, tınlı ve besin maddelerince zengin topraklarda daha iyi yetişir. Çeltik tarımı için optimum pH 5.5-7.5 arasıdır. pH'sı 3-8 arasında değişen topraklara da uyum sağlayabilir. Tuzlu toprakların ıslahında en ideal bitkilerden biridir. Topraktaki eriyebilir tuz yoğunluğu 600 ppm 'in altında olmalıdır.
Ekim Nöbeti::
Aynı tarlaya üst üste sürekli çeltik ekilirse verim düşer, yabancı otlar ve hastalıklarla mücadele zorlaşır. 2-3 yıl üst üste çeltik ekildikten sonra tarlaya yem bitkilerinden birisi ekilmelidir. Baklagil yem bitkileri topraktaki azot bileşiklerini arttırdığı için tercih edilmelidir.
Toprak Hazırlığı::
Arazi tesviye işlemleri küçük parsellerde tesviye bıçağı,daha geniş parsellerde hafif ağırlıklı grayder ya da lazerle çalışan tesviye aleti ile yapılır. Sonbaharda derin sürüm yapılmalıdır. İlkbaharda tavalar yapıldıktan sonra diskaro veya kazayağı ile işleme yapılır.
Tohumluk::
Tohumluk hastalıklardan, yabancı otlardan ve kırmızı çeltik tohumlarından temizlenmiş ve sertifikalı olmalıdır. Mümkünse 3-4 yılda bir sertifikalı tohumluk kullanılmalıdır. Ekilecek tohum miktarı çeşidin özelliklerine, ekim zamanına ve toprağın verimlilik durumuna göre değişir. Küçük daneli çeşitler 15kg/da, orta daneli çeşitler 17-18 kg/da ve iri daneli çeşitler 20 kg/da tohum ekilebilir. m2 ye atılacak tohum 500-600 adettir.
Tohumların Ekime Hazırlanması::
Tohumlar 2 gün önce su içine konulup ön çimlendirme yapılır. Ön çimlendirme esnasında çeltik yanıklık hastalığı ile mücadele amacıyla fungusitlerden birisiyle (Benomyl, Carbendazim) ilaçlama yapılmalıdır. Beyaz uç nemotoduyla mücadele için ön çimlendirmeden önce tohumlar 55-60C sıcak suda 10 dakika tutulması tavsiye edilmektedir.
Ekim Zamanı::
Ekim zamanını yetiştirilecek çeşidin vejetasyon süresi, hava ve sulama suyu sıcaklığı belirler. Çeltik için çimlenme ve fide devresinde en uygun sıcaklık 18-35 derecedir. Çeltik ekimi yapılması için su sıcaklığının en az 12 derece olması gerekir. Bölgemizde Mayıs ayının 1.haftasından sonra ekim yapılması uygundur.
Ekim Yöntemi::
Ekim yöntemleri 1.Serpme (elle, gübre saçıcıları ile, uçakla), 2.Mibzerle 3. Fideleme. Ekimden önce tavalar iyice bulandırılmalı ve tohum üstünde ince mil örtüsü oluşması sağlanmalıdır. Tohumlar toprak yüzeyine tutunduktan 3-4 gün sonra tavalardaki su boşaltılır. Tavalara 5-6 gün sonra ince bir su verilir.
Gübreleme::
Öncelikle çeltik ekilecek tavalardan toprak numunesi alınıp tahlil ettirildikten sonra gübre kullanılmalıdır. Çeltik için tavsiye edilen azotlu gübre, Amonyum Sülfat gübresidir . Dekara 80 kg kullanılmalıdır. Amonyum Sülfat gübresinin yarısı ekimle birlikte, yarısı da ekimden 55-60 gün sonra uygulanabileceği gibi; bir kısmı ekimde, bir kısmı kardeşlenme başlangıcında ve geri kalan kısmı da ekimden 50-60 gün sonra kullanılmalıdır.Çinko noksanlığı pH' sı yüksek olan sodik topraklarda ve toprak düzlemesi sırasında fazla toprak alınmış sahalarda görülür.
Dekara ekim öncesi Fosforlu gübre olarak 20 kg Triple Süper Fosfat (TSP) gübresi verilmelidir. Çinko eksikliği varsa ekim öncesi 1-2 kg/da Çinko sülfat veya Çinko oksit kullanılmalıdır. Ekim sonrası ortaya çıkan çinko eksikliğinde, çinko sülfat salkım oluşum devresi başlangıcında 5-7 gün önceye kadar üstten püskürtme şeklinde gübreleme yapılabilir.
Sulama::
Su yüksekliği bitkilerin gelişmesine bağlı olarak, yükseltilir ve maximum gelişme devresinde 15 cm civarında tutulur. Hasattan 20-30 gün önce tavalara su akışı durdurulur ve tavalardaki mevcut su boşaltılır. Erken dönemde su kesmek danelerin tam anlamıyla dolmasını önler ve pirince işleme sırasında kırık oranının artmasına sebep olur. En uygun sulama suyu sıcaklığı 25-30 derecedir. Çimlenme için maximum su sıcaklığı 42-44 derecedir. Bu sıcaklıklardan sonra çimlenme olmaz. Gelişmenin her devresinde 30 0C'nin üzerindeki sıcaklıklar ürüne olumsuz etki yapar.Fide gelişimi sırasında, herhangi bir devredeki su kesilmesi, yabancı ot tohumlarının çimlenmesini teşvik eder ve yeni yabancı otların ortaya çıkmasına sebep olur. Bitki boyu su yüksekliğinden etkilenir. Su yüksekliği arttıkça bitki boyu ve dolayısıyla yatma artarken, salkım sayısı azalır. Yüksek sulama suyu sıcaklığı, salkım sayısını azaltır ve başakçıktaki sterilite oranını arttırarak verim üzerine olumsuz etki yapar. Sulama suyu yetersizliği durumunda 3 gün sulama 2 gün su kesme veya 8 gün sulama 3 gün su kesme şeklinde sulama yapılabilir.
Hasat ve Harman::
Salkımların %80'nin saman rengini aldığı, alt kısımdaki danelerin sert mum dönemine ulaştığı zaman çeltik hasat edilir. Bu dönemde danelerin rutubet oranı % 22-24 arasındadır. Erken hasatta olgunlaşmamış tebeşirimsi, yeşil daneler nedeniyle verim ve randıman düşer. Geç hasatta ise kuşlar ve kemirgenler gibi hayvan zararı ile kırık dane oranı artar. Kurutma problemi ortaya çıkar.
Kurutma::
Çeltik mahsulünün güvenli depolanması için rutubet oranının %14' ün altına düşürülmesi gerekir. Güneş altında kurutma yapılırken; çeltik ürünü sert beton veya benzeri zemin üzerine serilir. Sergi kalınlığı 4-5 cm' yi geçmemelidir. Kürek veya tırmıkla sık sık karıştırılmalıdır.
Depolama::
Depolama sırasında çeltik rutubeti %14'ün altında olmalıdır. Yüksek olursa mikroorganizma faaliyeti ve böcek zararı artar. Ambar nispi rutubeti %60'ın altında olmalı, sıcaklık da mümkün mertebe düşük tutulmalıdır. Çuvallar ağaçtan yapılan platformda yığılarak depolanırsa, çuvallarla zemin arasında hava sirkülâsyonu sağlanmış olur. Tohumluk olarak kullanılacak çeltikler 2 yıldan fazla depolanacaksa mutlaka dane nemi % 13 ün altında ve ortam sıcaklığı 100C civarında olmalıdır.
Ç.k Yanıklığı Hastalığı (Pyricularia oryzae)::
Bu hastalığa bruson, kurt boğazı, sam vurması, pas gibi isimlerde verilmektedir. Bitkinin yaprak ayasında, kınında,sap ve salkım kısımlarında görülmektedir. Kontrolü, dayanıklı çeşit ekmek, aşırı azotlu gübre kullanımından kaçınmak, sık veya geç ekim yapmamak, hasat sonrası tarlada anız bozmak, münavebeli ekim yapmak. Ekimden önce uygun fungisitlerle (Benomyl, Carbendazım etkili maddeli ilaçlarla) 100 litre suya 200 g ilaç karıştırılarak tohum ilaçlaması yapılmalıdır. Bunun için tohum çimlendirmek amacıyla su içerisine bırakıldığında 24 saat ilaçlı su içerisinde bekletilir. Hastalık tarlada görüldüğünde; Benomyl etkili maddeli ilaçlarla 100 litre suya 60 g ilaç veya Carbendazım etkili maddeli ilaçlardan biri ile dekara 150 g kullanılarak bir hafta ara ile iki, gerekirse üçüncü ilaçlama, yeşil aksam ilaçlaması olarak uygulanmalıdır.
Ç. Kök Boğazı Çürüklüğü(Fusarium moniliforme)::
Hastalık etmeni mantardır. Bu hastalığa yakalanan bitkiler zayıf ve soluk görünümdedir. Tarlada bazı hasta bitkilerde normallerinin iki katı kadar uzayabilen ince cılız kardeşler çıkar. Bu boy uzaması her zaman görülmeyebilir. Salkım çıkarma döneminde tümüyle beyaz görünen bitkiler normallerinden çok önce salkım oluştururlar ve beyaz renkli olan salkımlarda sadece boş kavuzlar bulunur. Alt kısımlarda (1. ve 2. boğumlarda) fungusun beyaz veya pembe misel ve konidi kümeleri görülebilir. Hasada yakın devrede tohum kabuğu altına yerleşerek , hasatta elde edilen tohumlarla taşınırlar. Kontrolü: münavebe yapmak, hastalıksız tohum kullanmak, yüksek dozda azotlu gübre kullanmamak ve yanıklık hastalığında anlatıldığı gibi tohum ilaçlaması yapmak.
Çeşit Seçimi::
Tohumluk olarak ekilecek çeşitlerin mutlaka sertifika belgesi bulunmalıdır. Osmancık 97, Ribe, Rocca, Sürek 95, Kıral ve Baldo çeşitleri bölgemiz için tavsiye edilebilir

Kaynak:ziraatci.com

05 Ocak 2010

NOHUT YETİŞTİRİCİLİĞİ

Türkiye'de yemeklik baklagiller arasında fasulye ve mercimekten sonra ekim ve üretimi en fazla yapılmakta olan nohut, kurak bölgelerin bitkisidir. Nohut, toprak isteği bakımından kanaatkar oluşu dolayısıyla ve köklerinin havanın serbest azotunu tespit etmesi bakımından hububat- yemeklik münavebesinde önemi çok büyüktür. Daneleri proteince çok zengin olup (%18-31) aynı zamanda bir sanayi ham maddesidir. Nohudun geçit formları ile yabani formları arasındaki formları hayvan yemi olarak kullanılır.Nohut bir senelik çalımsı bir görünüşe sahiptir. Tohumları için kültüre alınmaktadır.Nohut ihtiva ettiği protein, mineral maddeler ve vitaminler yönünden çok zengin bulunması dolayısıyla, asırlardır insanların beslenmesinde büyük roller oynamıştır. Nohuttan dane renginde beyazdan siyaha kadar 20 renk müşahede edilmektedir. Dane rengi danenin kimyevi birleşimi hakkında kaba bir fikir vermektedir. Renk açıldıkça değer artmaktadır. Renkli tohumların şişmeleri zor kabukları kalındır. Bunlar daha ziyade yemlik çeşitlerdir. Renksiz tohumlar genellikle iri daneli nohutlar olup yemeklik olarak kullanılmaktadır. Renkli tohumlar ise küçük daneli olmaktadır. Yemlik koyu renkli tohumların protein miktarı yemeklik nohutlardan fazladır. Nohutların 1000 dane ağırlıkları 64-650 g arasında, hektolitre ağırlığı ise 78-80 kg. arasında değişmektedir.
Yetiştiriciliği::
Yükseklik olarak nohudun yetiştirildiği alanlar 0 ile 5600 m. arasındaki arazi parçalarıdır. Dünya üzerinde oldukça geniş bir alana yayılan nohut kurak ve yarı-kurak bölgelerin bitkisidir. Nohut yetiştirme hududu kuzeyde 52. paralele kadar çıkar. Buralarda koyu renkli nohut çeşitleri yetiştirilir. İklim istekleri bakımından mercimekten sonra kurağa ve sıcağa en fazla dayanıklı yemeklik baklagil bitkisidir. Oldukça derinlere inebilen kökleri vardır. Gövde ve yaprakları tüylerle örtülü olup, bazen de epidermis bir mum tabakası ile kaplıdır. Nohutların bu karakterleri nedeniyle diğer yemeklik baklagillerin kuraklıktan zarar gördükleri yerlerde yemeklik baklagil olarak kolayca yetiştirilebilir. Bilhassa kurak steplerimiz için elverişli bitkilerden biridir. Vejetasyon süresi 60-90 gündür. Nohudun toprakta çimlenebilmesi için toprak ısısı +3ºC'den fazla olmalıdır. Nohut danelerinin optimum çimlenmesi için ortalama 15º C sıcaklığa ihtiyaç vardır. 26ºC'yi aşan sıcaklık dereceleri çimlenme üzerine olumsuz etkide bulunmaktadır. Yüksek sıcaklık dereceleri nohut bitkisindeki yaprak sayısını artırmaktadır. Optimum üzerindeki yüksek sıcaklık dereceleri gövdenin zayıf olmasını ve daha az dal oluşturmasını teşvik eder. Nohut türlerinin optimum sıcaklık istekleri 18-26ºC arasında değişmektedir. Nohut donlardan zarar görür. Ancak genel bir ifade olarak -10oC'ye kadar tahammül edebilir. Fazla nemden hoşlanmazlar. Yağışlı mevsimlerde mantari hastalıklara ve kök çürüklüğüne yakalanarak verimleri düşük olur. Bunun için normal olarak hiç sulamadan da yetiştirilebilir..Nohut toprak hususunda son derece kanaatkardır. Yemeklik baklagiller içinde kirece en fazla tahammül gösteren bir bitkidir. Nohut aynı zamanda yemeklik baklagiller içerisinde tuzluluğa en dayanıklı bir bitki olmaktadır. Bu nedenle de topraklarda tuzluluk ortaya çıktığında ekim nöbetinde nohut bitkisi baklagil olarak özel bir öneme sahiptir. Nohut genel olarak hafif, kireçli kumlu topraklarda iyi yetişirse de en ideal nohut yetiştirme toprağı kumlu-tınlı topraklar teşkil eder. Aslında nohut toprak isteği yönünden fazla istekli olmayıp, her türlü toprakta yetişir. Nohut suyu geçiren, gübrelenmiş, kuvvetli ve orta ağır yeteri kadar toprak nemi ihtiva eden topraklarda sıhhatli bir şekilde yetişir.
Fazla asitli topraklardan hoşlanmazlar. Toprak reaksiyonunun pH=7,5-8,0 arasında olmasını isterler. Fazla yağış bitkide olumsuz etki yapar. Toprak şartlarına bağlı olarak vejetatif gelişme süresince sulama ya da hafif yağış istenir.
Toprak Hazırlığı::
Sonbaharda kırlangıç kuyruğu ve kazayağı gibi, toprağı 10-15 cm. alttan işleyen aletlerle toprak sürülür ve kışa öylece terk edilir. Nohut bitkisi çok iyi ve itinalı bir şekilde hazırlanmış olan tohum yatağına ihtiyaç göstermez. Genellikle kaba topraklarda nohudun çimlenmeleri için uygun olup, ince toz haline getirilmiş topraklarda çimlenme düşmektedir. Toprak işlemesi 1-3 defa yapılabilir. Kuru ziraat sisteminin uygulandığı bölgelerde nohut ziraatında ise toprağın fazla işlenmesine gerek yoktur. Nohut bitkisi derin kök sistemine sahip olduğu için usulüne uygun olan bir derinlikte hazırlanmış topraklarda iyi gelişme göstermektedir.
Ekim Zamanı::
Nohudun ekim zamanı memleketimizde farklılıklar arz eder. Öyle ki, bazı bölgelerimizde nohut hasat edilirken, diğer bazı bölgelerimizde nohut henüz ekilmektedir. Orta Anadolu'da nohut ekimi Mart ayının ikinci yarısı ile Nisan ayı başlarında, Doğu Anadolu'da ise Nisan ayı ortası ile Mayıs ayı başlarında yapılmaktadır. Fakat erken ekimle beraber yabancı ot problemi de görülebilmektedir. Nohutta ekime karar verebilmek için çeşidin antraknoza dayanıklı olup olmadığını bilmek gerekir. Damla 89, Gülümser ve Çağatay gibi antraknoza tolerant çeşitler mart ortasından itibaren şartlar uygun olduğunda Amasya, Tokat ve Çorum'da ekilebilmektedir.Hassa çeşitlerde (İspanyol ve Canıtez gibi) ekim için mayıs ayı beklenmelidir.
Ekim Tekniği::
Ekim serpme veya makinalı ekim yapılmaktadır. Memleketimizde en çok uygulanan serpme usulü ekimdir. Serpme ekim metodunda daha fazla tohum kullanılmakta ve üniform bir çimlenme sağlanamamaktadır. Ancak en ideal ekim metodu tohum ekme makineleriyle sıraya ekimdir.Sıra arası mesafesi 25-35 cm., sıra üzeri 3-5 cm. arasında değişir. Memleketimizde en çok serpme, daha sonra sırava ekim tercih edilir. Sıraya ekimde ekim derinliği 5-6 cm. olmalıdır. Tohumlar 5-6 cm. daha derine ekilecek olursa , çimlenme zamanı, bitki başına düşen bakla ve çiçek sayısı azalır, çiçeklenme yavaş seyreder. Eskiden uygulanan ekim metotlarından, serpme ekimde dekara ortalama 15-18 kg. mibzerle ekimde ise ortalama 10-12 kg. tohum atılmaktadır.
Gübreleme::
Ekim zamanı, şayet imkan varsa, azotlu ve fosforlu gübreler verilmelidir. Ama genel bir kaide olarak toprak analizleri sonucunda yapılacak olan gübre tavsiyeleri daha doğru bir uygulama tarzı olacaktır. Genel olarak dekara ortalama 2-3 kg. N ve 4-6 kg. P2 O5 ile gübreleme verimde oldukça büyük bir artış meydana getirmektedir. Gübreler ekimle birlikte veya bir hafta önce tarlaya serpilmek ve hafif tırmıkla karıştırmak suretiyle verilmelidir.
Hastalıklar::
Antraknoz (Mycrospharella rabici) : Ascohyta rabici (Pass.) Labr. Mantarı tarafından meydana çıkarılır. Bu hastalığa yakalanan nohutların baklalarında lekeler bulunur. Bu lekeler de ufak siyah lekeler halinde hastalık amilinin piknitleri vardır. Hasta bitkiler solgun yeşil renkte görünürler. Bitkinin gövde ve daları lekelerin bulunduğu yerden kırılır. Arız bulunan yer vazife yapamaz ve kurumaya mahkumdur. Bu hastalığa köylüler ''Bulut çaldı '' demektedir. Hastalık özellikle çiçeklenme döneminde çok etkili olmaktadır.
Zararlılar::
Zararlıların başında nohut sineği (Liriomyza cicerina Rond.) gelmektedir. Nohutların alt yapraklarında sararma ve dökülmelerin başlaması, yaprakların iki zarı arasında boşluklar ve içlerinde kirli sarı renkli parlak küçük (2-3 mm.) larvaların görülmesi, tarlada nohut yaprak sineğinin mevcut olduğuna delildir. Nohut çimlenip topraktan çıktıktan bir hafta sonra dalcıklar üzerinde larvaları meydana getiren 2-3 mm. boyunda karın kısmı sarı çizgili üst kısımları gri siyah renkli sinekler görülür.
Yabancı Ot Mücadelesi::
Mekanik olarak nohut tarlasındaki yabancı otlarla mücadele yanında kimyasal ot öldürücü herbisitlerle yapılan mücadele nohut kültüründe daha ekonomik olmaktadır. Dekara 200cc.emilasyon halinde Gramaxone, 200gr. Simazin, 500 gr. Aretit veya 200-300 gr. Prometryne gelecek şekilde ekimden bir hafta snra henüz nohut fideleri toprak yüzüne çıkmamışken tarlaya uygun miktarda su ile karıştırılarak pülverizatörlerle atılmaktadır. Bu ilaçların kullanılması yabancı otların ortalama olarak %80 'ini kontrol altına almaktadır. Son yıllarda dekara 200 gr. Linuron kullanılmaktadır. Ekimden hemen sonra kullanılmalıdır.
Hasat ve Harman::
Dane dökme diğer yemeklik baklagil cinslerine oranla daha az önemlidir. Bu yüzden yapraklar ve çakıldaklar (meyve) saman sarısı bir renk aldığında hasada girilir. Hasat, makine ile de yapılabilmektedir.

Kaynak:ziraatci.com

04 Ocak 2010

SOYA YETİŞTİRİCİLĞİ

Soya dünyadaki bitkisel yağların ve yüksek proteinli hayvan yemlerinin başlıca kaynağıdır. Soya tohumu ortalama %35 -45 protein ve %18-20 oranında yağ içermektedir. Soyadan endüstride de sayılamayacak kadar çok değişik şekilde faydalanılmaktadır. Soya şekercilikte, inşaatlarda kullanılan macun bileşimlerinde, fungusit ve pestisitlerde, antibiyotiklerde, dizel yakıtında ve diğer bir çok endüstriyel ve ecza ürünlerinde de kullanılmaktadır. Matbaa mürekkebi olarak da kullanılmaktadır. Hayvan besleme uzmanları için soya amino asit ve hazım olunabilirlik bakımından oldukça önemlidir. Öğütülmüş soya, mısır gibi diğer danelerle karıştırıldığında, bu karışımın protein içeriği tek başına kullanılan besin maddesine göre daha yüksektir. Toprağa organik madde ve azot sağlayarak, toprağın verimliliğini arttıran önemli bir münavebe bitkisidir.
Soyanın Bitkisel Özellikleri ::
Soya dik büyüyen, boyu 50 cm ile 1.5 m arasında değişen, tüylü, geniş üçgenimsi yapraklara sahip bir bitkidir. Küçük beyaz veya mor çiçeklere ve bir ile dört arasında tohum içeren kısa baklalara sahiptir
Soyanın iklim ve toprak istekleri ::
Soya sıcağı seven tropik ve subtropik bölgelerde iyi gelişen bir bitkidir. Gelişme süresince 2500-3000 0C lik ısı toplamına ihtiyaç gösterir. Tohumların çimlenebilmesi ancak + 8 0C de olur ve (-1.5) - (-2.5) 0C de donar. Çorak drenajı kötü, çok kumlu topraklar dışında değişik bünye ve yapıdaki topraklarda iyi yetişir. Soya toprakta ki tuzluluğa karşı hassastır. En uygun PH isteği 6.2 - 7.0 olup asit topraklarda manganez zehirlenmesi ve soya bakterisi faaliyetlerinde durma, PH'i 7.5 dan yukarı topraklarda demir noksanlığı görülebilir. Ülkemizde soya bitkisi:
Karadeniz, Trakya, Marmara, Ege, Akdeniz ve Güneydoğu Anadolu Bölgelerinde ana ürün olarak yetiştirilebilir. Ege, Akdeniz ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde sulanır tarım alanlarında ikinci ürün olarak yetiştirilebilir.
Toprak Hazırlığı ::
Soya için uygun tohum yatağı makineli ekimde tohumların eşit derinliğe düşmesini sağlayacak şekilde düzgün olmalıdır. Toprak parçacıkları hızlı bir çimlenme ve çıkışı sağlamak amacıyla yeterince ufalanmış olmalıdır. Çıkış ne kadar gecikirse hastalık enfeksiyonları ve kayıplar o kadar fazla olur. Sonbaharda veya kışın sürülen killi, killi ve milli,killi ve tınlı topraklarda meydana gelen donma ve çözülme olayı sürümsüz erken ilkbahar ekimleri için kusursuz bir tohum yatağı oluşturur. Eğer bu topraklar ilkbaharda çok ıslak iken sürülürse çok kaba ve parçalı bir tohum yatağı oluştururlar. Aynı zamanda ilkbahar sürümü 12.5 cm'nin altındaki derinlikteki toprakta sıkışmaya neden olur ve bu da kök gelişmesini sınırlayarak su ve besin maddelerin alımını azaltır. Killi tınlı topraklar ve %2 den daha az organik maddeye sahip fakat iyi drenajlı olan topraklar eğer topraktaki nem miktarı sürüm için yeterli ise geç kış veya ilkbahar sürüm sistemi ile en çok arzu edilen tohum yatağı oluştururlar.
Ana ürün soya ekiminde: Tarla sonbaharda tavında iken 20-25 cm derinlikte sürülür. Nisanda 1-3 kat goble veya diskaro çekilir. Sürgü çekildikten sonra toprak ekime hazır hale gelir. 2. ürün soya ekiminde: Tarla anızlardan temizlenir. Toprak tavında iken 10-15 cm derinlikte sürülür. Goble , diskaro ve sürgü çekilerek toprak ekime hazır hale gelir.
Çeşit Seçimi::
Çeşit seçimi çeşidin verimi, bulunduğu çevreye uyum kabiliyeti, yatma durumu, olgunlaşma süresi ve diğer özellikleri dikkate alınarak yapılmalıdır. Bazı çeşitler belirli çevrelere diğerlerinden daha iyi uyum sağlarlar. Bu nedenle bir çeşidi seçerken tek başına verimden çok o çeşidin diğer özellikler bakımından o çevreye ve üretim şekline uyum kabiliyetini dikkate almak daha doğrudur. Mesela, eğer aşırı büyüme ve yatma problem oluyorsa dik duran kısa ve orta boylu çeşitler seçilir. Tarlada daha önceden kök çürüklüğü hastalığına rastlanmışsa o zaman bu hastalığa dayanıklı veya toleranslı çeşitleri seçmek gerekir. Çeşit seçiminde etkili diğer bir faktör de olgunlaşma süresidir. Çeşitlerin olgunlaşma süresi ekimden sonra 100 ile 150 gün arasında değişmektedir. Seçilen çeşitlerin olgunlaşma süreleri farklı da olsa sonbaharın başında hasada gelmelidirler. Genel olarak Mayıs ayında ekimde meydana gelen 10 günlük bir gecikme sonbaharda 3-5 günlük bir olgunlaşma gecikmesine neden olur. Ülkemiz genelinde ana ürüne ve ikinci ürüne uygun az sayıda çeşit mevcuttur.
Ekim Zamanı ::
Soya için ekim zamanı bölgelere göre değişmekle birlikte, 15 Nisan'dan sonra toprak ve hava şartlarının uygun olduğu herhangi bir zaman ekilebilir. Burada kıstas toprak sıcaklığının 10 0C 'yi bulduğu zamandır. Erken ekimlerde uygun ve güçlü çıkışlar elde etmek zordur. Bununla birlikte tohumun toprakla temasının iyi sağlanması ve ekim derinliğinin azaltılması güçlü çıkışların oluşmasına yardım eder. İkinci ürün ana üründen hemen sonra ekilmelidir. Ekimler temmuz ayının ilk haftasını geçmemelidir. Geç ekimlerde verim önemli ölçüde azalmakta ve hasat yağmurlu döneme kalmaktadır. Geç ekimlerde hasatta tane neminin yüksek olması depolama ve pazarlamada sıkıntılara yol açmaktadır.
Tohum Miktarı ve Ekim Şekli ::
Ekilen tohum miktarının ayarlanması soyanın verimliliğini etkileyen en önemli faktörlerden biridir. Ekim için toprak mutlaka tavında olmalı ve çimlenen tohumun çıkışına izin verecek şekilde düzgün olmalıdır.
Ekilen tohum miktarı çeşide göre değişmekle birlikte zamanında yapılan ekimlerde dekara ortalama 6-8 kg ekilir. Ekim zamanı gecikirse tohum miktarı dekara 10 kg 'a kadar çıkabilir. Bununla birlikte tohum iriliğinin yıldan yıla ve çeşitten çeşide değişmesinden dolayı 15 Mayıs' dan önce yapılan ekimlerde dönüme 30 000 ile 35 000 arasında bitki çıkışı sağlayacak tohum miktarı uygundur. Eğer ekim Haziran başına kadar gecikirse ekilecek tohum miktarının dönüme 35 000 ile 40 000 bitki çıkışı sağlayacak şekilde arttırılması gerekir. Ana ürün ekilişlerinde sıra arası 60-70 cm, sıra üzeri 3-5 cm olmalıdır. İkinci üründe sıra arası 40-50 cm, sıra üzeri 3-5 cm olmalıdır. 3-4 cm derinlik ekim için yeterlidir.
Soya Bakterisi ve Tohum Aşılanması::
Soyanın kendine mahsus bakterisi vardır. Bakteri, soyanın köklerinde yaşayan ve havanın azotunu alarak bitkiye azot sağlayan küçük canlılardır. Soyanın daha önce yetişmediği yerlerde bu bakteriler bulunmaz. Bu nedenle soyanın yeni yetiştirilmeye başlandığı yerlerde soya bakterisi tohuma yapıştırılarak ekim yapılır ve böylece bakteri toprağa verilir. Bu işleme bakteri aşılama denir. Aşılanarak ekilmiş soyalar daha sıhhatli olmakta, tane ve saman verim artmaktadır. Ayrıca daha az azotlu gübreye ihtiyaç duyulur.
Bakteri Aşılama:
¨ Tohumlar gölge bir yerde 100 kg tohuma 2 su bardağı şekerli su serpilerek iyice karıştırılır ve nemlendirilir.
¨ Üzerine yaklaşık 1 kg bakteri serpilip iyice karıştırılır. Bu karışım hemen ekilir. Eğer beklenirse bakteriler ölür ve aşılamanın bir etkisi olmaz.
¨ Soya bakterisi Toprak Gübre Araştırma Enstitüsünden (Ankara) temin edilebilir.
¨ Soya bakterisi güneş ışığına hassastır. Aşılama yaptıktan sonra tohumlar güneşe maruz kalmamalıdır.
¨ Bakteriler ekimden önce gelirse 2- 4 0 C de (Buzdolabı) muhafaza edilmelidir.
Gübreleme::
Soya bitkisi genel olarak; 6.2 ile 7.0 arasındaki toprak pH'sında en iyi ürünü verir. Çünkü topraktaki kalsiyum, magnezyum ve diğer bütün mikro elementler kolayca elde edilebilir. Soya bitkisinde en başarılı gübreleme programı topraktaki mevcut besin elementlerinin durumuna bağlı olarak belirlenmelidir. Bu nedenle toprak tahlil sonucuna göre gübreleme en iyisidir. Gübre toprağa ekimle birlikte verilmelidir. Genel bir ifade olarak dekara 3 kg saf azot ve 7 kg saf fosfor verilebilir. Buna göre;
¨ Dekara 15 kg DAP +% 21'lik 1 kg Amonyum sülfat
¨ Dekara 15 kg DAP +% 26'lık Amonyum nitrat
¨ Dekara % 44'lük 16 kg TSP +% 26'lık 11.5 kg Amonyum nitrat
¨ Dekara % 44'lük 16 kg TSP +% 21'lık 14 kg Amonyum sülfat
Sulama ::
Zamanında ve yeterli su verilmesi iyi bir verim için önemli faktörlerdir.
Soyada sulama zamanları:
¨ Birinci su: Bitki boyu 8-10 cm olduğunda verilir.
¨ İkici su: İlk çiçekler görülmeye başlandığında
¨ Üçüncü su: Baklalar büyümeye başladığında
¨ Dördüncü su: Gerektiğinde üçüncü sulamadan 10-15 gün sonra sağlanır.
Yabancı ot Kontrolü ::
Soya için yabancı otların kontrolü çok önemlidir. Soyalar özellikle genç dönemde otlu tarlada gelişemezler. Yabancı ot miktarına göre sıra aralarında traktörle 2-3 kez yabancı ot mücadelesi yapılır. Gerekirse sıra üzerinde el veya el çapası ile yabancı otlar yok edilmelidir. Toprak nemi fazla olduğunda çapa yapılması tavsiye edilmez. Bu durumda soya çapadan fazlaca zarar görmektedir. Traktörle ara çapası yapıldığında çapa makinesi 5 cm den daha derine inmemeli ve sıraya 15 cm den daha fazla yaklaşmayacak şekilde ayarlanmalıdır. Derin çapalama köklerin budanmasına ve verimin azalmasına neden olur. Kimyasal ilaçlarla da yabancı ot mücadelesi yapılabilir. Çıkış öncesi ve çıkış sonrası herbisitler soyada yabancı ot mücadelesinde kullanılmaktadır. Herbisitlerin kullanımında yabancı otların fazlalığı ve bunların geniş ve dar yapraklı oluşları dikkate alınmalıdır. Soya da çıkış öncesi Diphenamid, Linuron, Metolachor, Metribuzine ve Vernolate aktif maddeli ilaçlar tavsiye edilen dozlarda uygulanabilir. Bu ilaçlar genellikle geniş yapraklı yabancı otlara karşı etkilidir. Çıkış sonrasında soya tarlasında dar yapraklı otlara karşı fluazibob butyl, fluazifob-p-butyl, Fenoxapop ethyl, Heloxyfob ethoxy ethhyl ester ve Quizalafob-p- ethyl terkipli ilaçlar tavsiye edilen dozda kullanılabilir. Geniş yapraklı yabancı otlara karşı ise Bentazone, Sethoxydim kullanılabilir.
Hasat ve Harman ::
Soyanın hasat zamanını iyi ayarlamak ve geçirmemek gerekir. Genel olarak çeşitlerin çoğu az veya çok tohumunu döker. Bir de hasat zamanı gecikirse dökülme oranı artar. Hasat zamanı şöyle anlaşılır: Önce yapraklar sararır ve çoğu dökülür. Baklalar olgunlaşır. Tohumlar sertleşir. Bu devrede hasat edilir. Hasat biçerdöverle yapılır. Hasat sırasında tanedeki nem oranı %15 olmalı, soya hasattan sonra bekleyecekse nem miktarı %13 e indirilmelidir.
:: Verim İçin Altın Kurallar ::
1- Toprak test sonucuna göre gübrele ve kireçle.
2- Toprak çok yaş iken sürüm veya ekim yapma.
3- Bölgeniz için tavsiye edilen tarihte ekim yap.
4- Bölgeniz için tavsiye edilen en uygun çeşidi seç.
5- Kullandığın sıra arası genişliği için en uygun bitki sıklığını sağla.
6- Çok derine ekim yapma . 1.5 ile 4.0 cm ekim derinliği çoğu toprak için uygundur.
7- Hastalık,zararlı ve yabancı otları takip ve kontrolü
8- Hasat kayıplarını en az da tut.
Kaynak: ziraatci.com